Mart Ayında Okuduklarım | 2018


Herkese yeniden merhaba ! Mart ayında okuduğum kitapları sizlerle paylaşmaya geldim. 

Mart ayında ilk olarak Yabancı Yayınları’ndan çıkan Yağmurla Gelen Mutluluk kitabını okudum. Kitap Lily & Colton isimli karakterlerin çocukluktan bu yana olan ilişkileri anlatılıyor. Colton, Asperger Sendromu olan bir çocuk ve Lily ile 9 yaşındayken tanışıyorlar ancak Colton evde eğitim gördüğü için daha sonrasında arkadaşlıkları devam etmiyor. Ancak yıllar sonra tekrar karşılaştıklarında aralarındaki ilişki daha da farklılaşıyor. Kitap temel olarak bu ikilinin ilişki kurma ve kurdukları bu ilişkiyi koruma hikayeleri üzerine kurulu.

Yağmurla Gelen Mutluluk’un övgüsünü uzun zaman önce duymuştum. Bu yüzden kitaba büyük bir beklentiyle başladım. Ancak ne yazık ki bu beklentimden dolayı kitabı umduğum kadar etkileyici bulmadım. Evet, konu olarak ele aldığı durum ilgi çekiciydi ama yazım tarzı benim çok da hoşuma gitmedi. Bundan dolayı kitabı Goodreads’te 3/5 olarak değerlendirdim.


Mart ayında okuduğum ikinci kitap Nermin Bezmen’den Mengene Göçmenleri’ydi. Kurt Seyt & Shura serisini beğenerek okumuştum ve Mengene Göçmenleri’yle bu seriyi tamamlamış oldum. 

Mengene Göçmenleri’nde Kurt Seyt’in eşi Mürvet’in geçmişini ve ailesinin nasıl Türk topraklarına geldiklerini okuyoruz. Yazarın tabiriyle bu kitabı okuduğumuzda Mürvet’in davranışlarının nedenlerini anlayacak ve ona hak verecektik. Mürvet’in ve ailesinin hikayesini okumak benim gerçekten de hoşuma gitti. Eğer Kurt Seyt & Shura serisi ile ilgili detaylı bilgi edinmek isterseniz, ayrı bir yazı yazabilirim. 
Ben serinin her kitabında olduğu gibi bu kitabı da çok beğendim ve kitabı Goodreads üzerinden 5/5 olarak değerlendirdim.





Mart ayında okuduğum üçüncü kitap John Steinback’ten Fareler & İnsanlar’dı. Herkesin okuması gereken kitaplardan biri olan Fareler & İnsanlar zaten çok kısa olduğu için hızlıca okunan bir kitap. Tabii bu hızlı okunma özelliğinde yazarın dilinin de önemi oldukça fazla. Kitapta, çiftlik işçisi olan George Milton ve Lennie Small’ın bir çiftlikte çalışmaya başlamalarından sonra yaşananlar anlatılıyor. Zeki bir insan olan George ile saf olan Lennie’nin ilişkilerinin işlendiği kitap hakkında daha fazla bilgi vermeyeceğim. Zaten oldukça kısa olan kitap hakkında daha fazla şey ögrenmek istiyorsanız hemen okumanızı tavsiye ederim.





Mart ayında okuduğum dördüncü kitap ise Pegasus Yayınları’ndan çıkan Aşk ve Diğer İmkansız Kelimeler oldu. Kitaptaki ana karakter 15 yaşında ve üstün zekalı olan, hem normal liseye hem de üniversiteye giden Josie. Kitap; Josie’nin, ablası Kate’in Geoff adında bir adamla evleneceğini açıklamasıyla değişen hayatını anlatıyor. Josie; Kate’in, Geoff’ta ne bulduğunu, neden onunla evlenmek istediğini anlamaya çalışıyor ve kitap bu olaylar etrafında ilerliyor.

Kitapta, Josie’nin kendi gibi üstün zekalı ve aynı zamanda her iki okulda da arkadaşı olan Stu isimli çok ama çok sevimli bir karakterimiz daha var. Stu’nun genel tavırları, Josie’yle olan konuşmaları, kız kardeşi Sophie’yle olan atışmaları benim kitaptaki favori kısımlarımdandı. 

Josie’nin her şeyi kendi diline çevirmeye çalışması, hızlı ve eğlenceli bir şekilde oluşan düşünceleri, oldukça zeki yorumları benim için kitabın, aynı kategorideki diğer kitaplardan keskin bir şekilde ayrılmasında büyük rol oynadı.

Gençler için olan klasik aşk kitaplarından çok daha farklı bir havası olan Aşk ve Diğer İmkansız Kelimeler’i ben çok beğendim. Bu yüzden de kitabı Goodreads’te 4/5 olarak değerlendirdim.





Ve Mart ayında son olarak okuduğum kitap Jane Austen’den Northanger Manastırı oldu. Klasik okumayı ve özellikle Jane Austen okumayı seven biri olarak bu kitabı keşke daha önce okumuş olsaydım dedim. 

Kitabın konusu Catherine Morland isimli 17 yaşındaki karakterin, aile dostları ile bir süreliğine Bath’a gitmesi ve orada yaşananlar. Catherine’nin Bath’ta, Thorpe ve Tilney aileleriyle yaşadıklarını okuyoruz. Jane Austen’in her zamanki gibi okur tarafından çok sevilecek bir karakter oluşturmuş olduğunu kitabı okurken fark edeceksiniz. Kitap zaten oldukça kısa o yüzden olaylardan ve karakterlerden bahsederek kitabı açıklamak istemiyorum. Ama şu kadarını söyleyebilirim ki Jane Austen Northanger Manastırı’nda dönemin yargılarını, toplumdaki bariz tiplemeleri akıcı bir dille o kadar güzel eleştiriyor ki okurken sayfaların nasıl geçtiğini fark edemiyorsunuz. 

Yazıdan da anladığınız gibi Northanger Manastırı’nı Goodreads’te 5/5 olarak değerlendirdim. 



Eğer bu listede sizin de okuduğunuz kitaplar varsa düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın.

Kendinize iyi bakın !

Yorumlar

Popüler Yayınlar