The Wicked King - Holly Black (The Folk of Air #2) | Kitap Yorumu



Herkese merhaba !

Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir ve kendinize dikkat ediyorsunuzdur.

Eğer beni Instagram’dan takip ediyorsanız - etmiyorsanız da buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz - bugün hangi kitaptan bahsedeceğimi biliyorsunuzdur : The Wicked King. İlk kitap olan The Cruel Prince’in yorumu Instagram’da mevcut,ona ordan ulaşabilirsiniz.

Holly Black’in bu serisi oldukça popüler. Ama ben biraz abartıldığını düşünüyordum. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki bugüne kadar çok fazla fantastik seri okudum ve o yüzden artık bu konuda oldukça seçiciyim. Çünkü aynı şeyler ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelmeye başlamıştı. Bir de Cassandra Clare okuduktan sonra ister istemez beklentileriniz artıyor.
Ancak neyse ki ön yargılarım ilk kitabın sonunda paramparça oldu ve ben bu seriye kelimenin tam anlamıyla bayıldım !

Eğer The Cruel Prince / Zalim Prens’i okumadıysanız burdan sonrası sizin için spoiler içerebilir.

The Cruel Prince’in sonunda Jude, tahtı ve kardeşini korumak için Carden’ı High King, kendisini de Cardan'ın veziri yapmıştı. Ve Cardan'a bir yıl bir günlüğüne bağlılık yemini ettirmişti. The Wicked King’de Cardan’ı ipleri Jude’un elinde olan bir kukla olarak okuyoruz. Ancak Cardan kimsenin sandığı kadar umursamaz değil, bazı bölümlerde öyle fikirler üretiyor ki tahta olan ilgisini biraz da olsa fark edebiliyorsunuz.



Madoc,planları suya düştüğü için pek mutlu değil. Sürekli olarak Jude’a ona katılması için teklifler götürüyor. Madoc çok zeki bir karakter. Jude’un ayağına nasıl çelme takacağını çok iyi biliyor. 

Diğer taraftan Undersea kraliçesi varisi Nicasia ile Cardan’ın evlenmesini böylece iki dünyanın birbirine bağlanmasını istiyor. Cardan’ın böyle bir evliliğe hiç niyeti yok kaldı ki Jude da bu evliliğe karşı.

Tacın son anda elinden alındığı Balakin ise tahta oturmaya kararlı. Balakin,teklifleri geri çevrildiği için zaten sinirli olan Undersea Kraliçesi ile bir oluyor ve Cardan’ı en zayıf noktasından vurmaya karar veriyorlar : Jude.

Jude’un büyülere karşı direnci olduğunu hatırlarsınız. Bundan kimsenin haberi yok tabii ki. Balakin ve Undersea Kraliçesi, Jude ellerindeyken Jude’u Cardan’ı öldürmesi için büyülüyorlar ancak tek yaptıkları Jude’a planlarını anlatmış olmak oluyor.

Jude’un Undersea’den kurtuluşu kitaptaki en sevdiğim bölümlerden biri olabilir. Kitapta oldukça nadir gördüğümüz Cardan ve Jude sahnelerinden biri yaşanıyor. Cardan, Jude’u kurtarmak için kardeşinin teklifini kabul ediyor ve Balakin oyuna dahil oluyor.





Kitapta Cardan Jude'a bir teklifte bulunuyor ve ikilinin arasındaki anlaşma devam ediyor.Cardan'ın beklenmedik hamlelerine kitap boyunca şahit oluyorsunuz ancak kitabın sonundaki hamlesi bu seriyi neden bu kadar çok sevdiğinizi size hatırlatıyor.

Kitapta olanlardan daha fazla bahsetmeyeceğim çünkü bazı bölümler üçüncü kitapla bağlantılı. Onlardan da Queen of Nothing’in yorumunda bahsedeceğim. (Evet,3.kitabın da yorumu gelecek.)

Yukarıda da belirttiğim gibi ben serideki her kitabı çok beğendim. Her kitabın başında o kadar iyi değilmiş dedim ama son sayfalarda olan olaylardan sonra fikrimi değiştirdim.

Bu kitabı da 5/5 olarak değerlendirdim.

The Cruel Prince, Zalim Prens adıyla DEX Yayınları tarafından dilimize çevrildi ancak devam kitaplarından henüz bi haber yok. Umarım en kısa zamanda tüm seri çevrilir ve herkes bu seriyi okuma fırsatı bulur.

Eğer yabancı dilde okumakta zorlanmıyorsanız İngilizce versiyonlarına da bakabilirsiniz. Sadece fantastik bir kitap olduğu için terimler konusunda  ve yazar perileri eski İngilizce ile konuşturduğu için o kısımlarda zorluk yaşayabilirsiniz.

Ben seriyi bitirdim ve çok beğendim. En kısa zamanda Queen of Nothing’in yorumunu da yayınlayacağım. O yüzden beklemede kalın!

Kendinize iyi bakın ve lütfen evde kalın!

Yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın.

Görüşmek üzere!



-GGizay

Yorumlar

Popüler Yayınlar