Metal Yorgunluğu - Tomris Uyar | Kitap Yorumu






Herkese merhaba !


Bu aralar bloga olabildiğince çok yazı yüklemeye 
çalışıyorum. Zira okullar açılınca yoğunluktan yazı yazmaya tatildeki kadar vaktim olmuyor. Umarım okullar başlayınca arayı çok fazla açmayız !



Bu yazıda, benim için tam bir yolculuk kitabı olan Tomris 
Uyar'ın Metal Yorgunluğu hakkındaki yorumumu paylaşacağım. Hazırsanız başlayalım.


Kitap aslında bir derleme ; Tomris Uyar’ın on tane seçme 
öyküsünden oluşuyor. Her biri kısa kısa ancak oldukça akıcı olan bu öyküler size kısa bir süreliğine de olsa farklı dünyaların kapılarını açıyor.


Ben kitaptaki her öyküyü sevdim ama hiçbirine tam olarak
favorim bu diyemedim . Kitabı okuduktan sonra eğer sizin favori bir öykünüz olursa benimle paylaşmayı unutmayın.

Yukarıda da belirttiğim gibi Metal Yorgunluğu gerçekten de
yolda yanınıza alıp bir çırpıda bitirebileceğiniz bir kitap. 
Dili sizi yormuyor, okuyucuda anlam karmaşası yaşatmıyor.

Metal Yorgunluğu aynı zamanda Tomris Uyar’dan okuduğum
ilk eserdi. Yazarın diğer eserlerine de kesinlikle bakacağım. 
Eğer bana önerebileceğiniz Tomris Uyar eserleri varsa önerilerinizi benimle paylaşmayı  unutmayın.


Ben kitabı 4/5 olarak değerlendirdim. Benim için okunması gayet keyif verici bir kitaptı.



Kitabı okuysanız ya da okumayı düşünüyorsanız 
yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın.



Şimdiden iyi eğlenceler !




Goodreads profilime ulaşmak için buraya tıklayınız.
Twitter profilime ulaşmak için buraya tıklayınız.
Blogun Instagram profili için buraya tıklayınız.





- Tanıtım bülteni için okumaya devam edin.




Odada bir nezle kokusu vardı yalnız. Gözleri alışınca yatağı seçti. İki iskemleyle tahta bir masa duruyordu yatağın yanında. Karşıki duvara babaannenin beyaz elbiseli bir gençlik resmi asılmıştı. Saçları örülüydü. Bir iskemleye dayanıyordu. Çizmeli bir adam oturuyordu iskemlede. Eski bir oda görmenin ezikliği çöktü Şükrüye’nin üstüne. O sırada yataktaki gölge doğruldu: “Kimsin sen?”

Yorumlar

Popüler Yayınlar