Kırmızı Defterli Kadın - Antoine Laurain | Kitap Yorumu




Herkese merhaba !


Bu yazıda yine harika bir kitap yorumlayacağım : Kırmızı Defterli Kadın. Hazırsanız hemen başlayalım !


Kitaptaki olaylar Paris sokaklarında çalınan bir çantayla başlıyor. Çantanın çalındıktan sonra, kitabın büyük kısmının anlatıcısı olan Laurent’ in eline geçmesiyle karakterlerin yaşamlarına uzanan bir serüven başlıyor. 


Bir insanı tanımak için illa yüz yüze görüşülmesine ya da saatlerce konuşulmasına gerek olmadığı düşüncesine kitabın ilerleyen sayfalarında gittikçe daha da çok inanıyorsunuz. Bir nevi kırık olan iki hayatın klişe sayılabilecek bir şekilde ancak aynı zamanda oldukça tatlı bir şekilde birleşmesinin hikayesi aslında Kırmızı Defterli Kadın. Zaten arka kapağındaki alıntıyı okuduktan sonra - ki bu alıntı benim için  kitaptaki en güzel yerdi  - ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.




Kitabın yazım tarzı benim oldukça hoşuma gitti. Abartılı, gereksiz sözcükler , aşırı süslü cümleler yoktu. Kırmızı Defterli Kadın ; gayet akıcı bir dili olan ve sizi hemen içine çeken bir kitap kısacası.


Ben kitabı Goodreads üzerinden 4,5 / 5 olarak değerlendirdim. ( Ancak Goodreads’ te yalnızca tam sayılar göründüğü için kitap 5 / 5 olarak görünüyor. ) Eğer sizi yormayacak tatlı bir şeyler okumak isterseniz bakmanızı tavsiye ederim. Ayrıca benim de bu kitapla tanışmamı sağlayan Baldanberi 'den Gizem 'e teşekkür ederim ! Kendisi sayesinde kısa süreliğine de olsa Paris 'te oldukça hoş bir yolculuğa çıkmış oldum.

Kitabı okumayı düşünüyorsanız ya da zaten okuduysanız düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın.


Şimdiden iyi eğlenceler !





-            Arka kapak yazısındaki alıntı :


‘’ Önemli bir şeyin yanından geçmiştik. Bir aşkın, bir mesleğin , başka bir şehre veya ülkeye taşınmanın. Başka bir yaşamın. İçinde değil de yanında olduğumuz bir hayatın. Yanımızda ve öyle yakın ki, bazen, hipnoza varan melankoli anlarında, bu mümkünlük alanından bazı parçaları yakalayabiliyoruz. Tıpkı çok uzaklarda yayın yapan bir radyo frekansı gibi. Mesaj belirsiz, bulanık ; ama yine de kulak verdiğinizde, var olmamış bu hayatın ses kaydından kesikli de olsa bazı titreşimleri duyabiliyorsunuz. Hiç söylemediğiniz cümleleri telaffuz ettiğinizi duyuyor, hiç gidilmemiş o yerlerde çınlayan ayak sesinizi dinliyor, üzerinde hiç yürümediğiniz bir kumda izlerini görüyorsunuz. Aranızda hiçbir şey geçmediği bir kadının kahkahalarını ve aşk sözcüklerini işitiyorsunuz. Onunla birlikte bir hikaye fikri aklınızdan geçiyor…‘’





- Tanıtım bülteni için okumaya devam edin.



15’in üzerinde dile çevrilen ve ABD’de satış rekorları kıran Kırmızı Defterli Kadın Laure ile Laurent'ın hikâyesi. Paris'te bir aşk hikâyesi: çantası çalındıktan sonra bilincini yitiren ve komaya giren Laure ile çantayı bulan ve Kırmızı Defter kitabevinin sahibi olan Laurent mümkünlüğün nostaljisini aşarak birbirlerine kavuşabilecekler mi? Laure'un kedisi Belphégor Paris'te hangi aşk maceralarına sürükleyecek bizi? Mümkünlüğün nostaljisinden aşkın gizemlerine enfes bir yolculuk... Bulmacamsı yolculuğun parçaları: bir kolye, bir Moleskine ajanda, bir kedi, bir kuru temizlemeci fişi ve bir parfüm.

“Paris’te aşk filmlerinin en güzel örneklerinden olan Amelie’yi ya da Paris’te Son Tango’yu sevenler bu kitaba bayılacak. Antoine Laurain
Paris’in ve aşkın müdavimlerinin yeni favorisi olacak.”



(Tanıtım Bülteninden)







Yorumlar

Popüler Yayınlar